Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenen boşanma sebeplerinden biri de “terk” nedenidir. Terk nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin ortak hayatı sürdürme yükümlülüğünü kasıtlı olarak ve haklı bir sebep olmaksızın terk etmesi durumunda açılabilir. Bu makale, terk nedeniyle boşanma davasının hukuki dayanaklarını, şartlarını, ispat yöntemlerini ve yargı sürecini detaylı bir şekilde ele alarak, Türk Hukuku’nda bu konunun nasıl işlediğini inceleyecektir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı

Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, terk nedeniyle boşanma davasını düzenler. Bu maddeye göre, eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk ederse veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmezse, diğer eş terk nedeniyle boşanma davası açabilir. Ancak, bu davanın açılabilmesi için belirli maddi ve şekli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Terk nedeniyle boşanma, özel ve mutlak bir boşanma sebebi olmakla birlikte çekişmeli boşanma davasına konu edilebilir. Mutlak boşanma sebebi olması, hakimin evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediğini takdir yetkisiyle değerlendirmesine gerek olmadığı anlamına gelir. Eğer terk fiili kanunda öngörülen şartlara uygun olarak gerçekleşmişse, hakim boşanma kararı verebilir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Şartları

Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları

Terk nedeniyle boşanma davasının açılabilmesi için hem maddi hem de şekli şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar, TMK madde 164’te açıkça belirtilmiştir.

1. Ortak Hayata Son Verme

Eşlerden birinin, ortak konutu terk etmesi veya diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlaması, terk fiilinin gerçekleşmesi için temel bir şarttır. Ortak hayat, eşlerin birlikte yaşama, sadakat, yardımlaşma ve dayanışma yükümlülüklerini yerine getirdikleri bir birliktir. Terk, bu birliğin kasıtlı olarak sona erdirilmesi anlamına gelir. Örneğin, eşin ortak konutu terk ederek başka bir yere gitmesi veya eşini evden kovması, ortak hayata son verme olarak değerlendirilir.

2. Evlilik Birliğinden Doğan Yükümlülükleri Yerine Getirmeme Amacı

Terk fiilinin boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için, terk eden eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri kasıtlı olarak yerine getirmeme amacı taşıması gerekir. Bu kasıt, eşin ortak hayatı sürdürme isteğinin bulunmadığını ve evliliği sona erdirmek istediğini gösterir. Örneğin, eşin başka bir kişiyle ilişki yaşamak için ortak konutu terk etmesi, bu amacı açıkça ortaya koyar.

Haklı bir sebebe dayanan ayrılık, terk olarak değerlendirilmez. Örneğin, eşin diğer eşin uyguladığı fiziksel veya psikolojik şiddet nedeniyle ortak konutu terk etmesi, haklı bir sebep olarak kabul edilir ve terk nedeniyle boşanma davasına dayanak oluşturmaz. Yargıtay kararlarına göre, haklı sebebin varlığı, somut olaylara göre değerlendirilir ve genellikle şiddet, sadakatsizlik veya evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi gibi durumlar haklı sebep olarak kabul edilir.

3. Terk Fiilinin En Az 6 Ay Sürmesi

TMK madde 164’e göre, terk fiilinin en az altı ay sürmesi ve bu süre boyunca ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Bu süre, terk fiilinin başlangıcından itibaren hesaplanır ve kesintisiz olmalıdır. Örneğin, eşin ortak konutu terk ettiği tarihten itibaren altı ay boyunca geri dönmemesi veya ortak hayatı sürdürme çabası göstermemesi gerekir. Eğer eş bu süre içinde ortak konuta dönüp evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeye başlarsa, terk fiili kesintiye uğrar ve süre sıfırlanır.

4. Terk Edilen Eşe İhtarda Bulunulması

Terk nedeniyle boşanma davası açılmadan önce, terk edilen eşin, terk eden eşi ortak konuta dönmeye davet etmesi gerekir. Bu davet, noter aracılığıyla veya mahkeme kanalıyla yapılan bir ihtarname ile gerçekleştirilir. İhtarname, terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi için süre verir. Eğer terk eden eş bu süre içinde haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmezse, terk nedeniyle boşanma davası açılabilir.

İhtarname, terk fiilinin başlangıcından itibaren en erken dört ay geçtikten sonra gönderilebilir. Bu, terkin altı aylık süresinin dört ayının dolmasını ve kalan iki ayın ihtar süresi olarak kullanılmasını sağlar. Yargıtay, ihtarnamenin usulüne uygun olarak gönderilip gönderilmediğini titizlikle incelemektedir. Örneğin, ihtarnamenin terk eden eşin doğru adresine gönderilmesi ve içeriğinin açıkça ortak konuta dönme talebini içermesi gerekir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasında İspat Yükü

Terk nedeniyle boşanma davasında ispat yükü, davayı açan eşe aittir. Davacı eş, terk fiilinin gerçekleştiğini, bu fiilin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri ihlal etme amacı taşıdığını ve şekli şartların yerine getirildiğini ispatlamak zorundadır. İspat, tanık beyanları, noter ihtarnamesi, yazışmalar, mesajlar veya diğer delillerle yapılabilir.

Yargıtay kararlarına göre, terk fiilinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı da ispat sürecinde değerlendirilir. Eğer terk eden eş, terk fiilinin haklı bir sebebe dayandığını iddia ederse (örneğin, diğer eşin uyguladığı şiddet), bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Haklı sebebin varlığı, terk fiilini geçersiz kılar ve dava reddedilir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Yargılama Süreci

Terk nedeniyle boşanma davası, aile mahkemelerinde görülür. Dava, terk edilen eş tarafından açılır ve HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) uyarınca yazılı yargılama usulüne tabidir. Dava sürecinde aşağıdaki adımlar izlenir:

  1. Dava Dilekçesinin Hazırlanması: Davacı, terk fiilini ve bu fiilin şartlarını detaylı bir şekilde açıklayan bir dava dilekçesi sunar. Dilekçede, noter ihtarnamesi veya diğer deliller ek olarak sunulmalıdır.
  2. İhtarnamenin İncelenmesi: Mahkeme, ihtarnamenin usulüne uygun olup olmadığını ve terk süresinin dolup dolmadığını inceler.
  3. Delillerin Toplanması: Tanık beyanları, yazışmalar, ihtarname ve diğer deliller mahkeme tarafından değerlendirilir.
  4. Hakimin Kararı: Eğer terk fiilinin şartları kanıtlanırsa, hakim boşanma kararı verir. Aksi takdirde dava reddedilir.

Dava süreci, delillerin toplanması ve tarafların iddialarının değerlendirilmesi nedeniyle birkaç ay ile birkaç yıl arasında sürebilir. Yargıtay, terk nedeniyle boşanma davalarında usul kurallarına uygunluğu titizlikle denetlemektedir. Davanın sonucunda boşanma kararı ile birlikte maddi ve manevi tazminat, nafaka vs. yönünde de karar verilir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Hakkında Yargıtay Kararları

Aynı İhtar Kararına Dayalı İkinci Davada Terk Sebebine Dayanılamaz

Davalı eşe tebliğ edilen ihtar kararına dayanılarak açılan ilk terk sebebine dayalı boşanma davası, iki aylık eve dönüş süresi dolmadan açıldığı için reddedilmişse, bu dava sürecinde ayrı yaşamakta olan eşin eve dönmemesi haklı sebebe dayandığından, aynı ihtar kararıyla tekrar boşanma davası açılamaz. Türk Medeni Kanunu m. 164 gereği, ilk davanın reddi kesinleştikten sonra yeni bir ihtar çıkarılması gerekir. Bu şartlar oluşmadığından, davanın reddi gerekirken kabul kararı verilmesi Yargıtay tarafından bozulmuştur.

Yargıtay 2. HD. – 2009/1912 E., 2009/5348 K.
“[…] aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, dava süresince ayrı yaşamakta ve eve dönmemekte haklıdır. […] Bu süre zarfında Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi kapsamında bir terkin varlığından ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemekten bahsedilemez. […] Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren dört ay bittikten sonra yeniden ihtar isteminde bulunulması gerekir. […] O halde, isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”

Ortak Konutu Terk Ettiren Eş, TMK m. 164 Uyarınca Boşanma Davası Açamaz

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 164’e göre, diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlayan veya eve dönmesini engelleyen eş de “terk eden” sayılır ve bu eşin terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açma hakkı bulunmaz. Eşi ortak konuttan zorla uzaklaştıran taraf, TMK m. 164’e dayalı dava açamayacağından, yerel mahkemenin TMK m. 166/1 uyarınca boşanmaya hükmetmesi Hukuk Genel Kurulu tarafından onaylanmıştır.

Yargıtay HGK – 2013/1688 E., 2015/1032 K.
“[…] diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. […] Bu durumda yerel mahkemenin tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına ilişkin hükümde direnmesi usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.” […] “Terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin, terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.”

Ortak Konut Bulunmaması Hâlinde Terke Dayalı Boşanma Davası Reddi Gerekir

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 164 uyarınca, terke dayalı boşanma davası açılabilmesi için tarafların oturmaya elverişli, bağımsız bir ortak konutlarının bulunması şarttır. Ortak konut yoksa, birlik dışında kalan eşin davranışı haklı sebebe dayanır ve yapılan ihtar geçersiz olur. Ortak konutun bulunmaması nedeniyle ihtar geçersiz sayıldığından, davanın reddi gerekirken kabul kararı verilmesi bozulmuştur.

Yargıtay 2. HD. – 2008/20693 E., 2010/2231 K.
“[…] tarafların kanuni koşullara uygun ortak konutunun olmadığı anlaşıldığından ihtar geçersiz olmakla, davanın reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır.” […] “Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart, davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri evlilik birliği dışında kalmasıdır.”

Eve Dön İhtarından Önceki Olaylar Affedilmiş Sayılır

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 166/1 uyarınca, eve dön ihtarından önceki olaylar affedilmiş sayılacağından, bu olaylar esas alınarak eşe kusur yüklenemez. Eve dön ihtarından sonraki süreçte de kadının kusurlu bir davranışı ispatlanamadığı için erkek tamamen kusurlu kabul edilerek, kadının boşanma davası kabul edilmiş, erkeğin davası ise reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu gerekçelerle onandığına karar verilmiştir.

Yargıtay 2. HD. – 2023/522 E., 2024/4873 K.
“[…] erkeğin çektiği bu ihtarla kadının ihtardan önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış olduğu, bu haliyle eve dön ihtarından önce gerçekleşen vakıalar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği […] kadının kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı […] boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilmesi gerektiği […]”

Ortak Konutu Terk Eden Eş Terk Nedenine Dayanamaz

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 164 uyarınca terke dayalı boşanma davası açılabilmesi için müşterek konutu terk edenin diğer eş olması gerekir. Davacı erkeğin müşterek konuttan ayrıldığı, dört aylık süre geçmeden ihtar gönderdiği ve eve dönüş çağrısının samimi olmadığı tespit edildiğinden, hem terk hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının reddine ilişkin kararlar Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından onaylanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/4378 E., 2024/856 K.
“[…] tarafların müşterek konutundan davalı kadının ayrılmayıp davacı erkeğin ayrıldığı, bu haliyle dahi davalı kadının müşterek konutu terk etme gibi herhangi bir durumunun söz konusu olmadığı […]” […] “temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.