Davacı-karşı davalı erkeğin, her gün alkol alıp arkadaşlarını kadının rızası hilafına eve getirerek sosyal şiddet uyguladığı, ayrıca bayan arkadaşlarını aile apartmanında gizlice evine misafir ederek ortak çocuk ve komşular tarafından görülmesi suretiyle cinsel şiddet oluşturduğu tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadına ise kusur yüklenemeyeceğine karar vermiştir. İstinaf ve temyiz incelemeleri sonunda karar onaylanmıştır.
Yargıtay 2. HD. – 2023/486 E., 2023/3240 K.
“[…] davacı-karşı davalı erkeğin, her gün alkol alıp arkadaşlarını davalı-karşı davacının rızası hilafına eve getirerek sosyal şiddet uyguladığı, […] bayan arkadaşlarını gizli gizli kadın ve çocukları ile oturduğu aile apartmandaki evine misafir etmesiyle cinsel şiddet uyguladığı […] evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadına ise kusur izafe edilemediği […]” […] “İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve karar gerekçesi doğru bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.”
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/486
Karar No.: 2023/3240
Karar tarihi: 15.06.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1674 E., 2022/1752 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/291 E., 2021/522 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiklerini, biri … ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalı-karşı davacının 18 ay askerliğinin ardından dönüşü ile birlikte tarafların arasında tartışmaların meydana geldiğini, on yıldır aralarında karı koca ilişkisinin olmadığını, yedi yıl aynı dairede iki yabancı olarak yaşadıklarını, müvekkilinin çamaşır, yeme içme gibi ihtiyaçlarının karşılanmadığını, davalı-karşı davacı kadının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkiline sürekli iftira attığını, bu durumdan ortak çocukların da psikolojik olarak zarar gördüğünü, kıskanç tavırlarının olduğunu, müvekkilinin evin bütün ihtiyaçları ile ilgilendiğini, fatura gibi bütün giderleri karşıladığını, davalı-karşı davacının ise hiçbir katkısının olmadığını, tarafların her tartışmalarında karşı tarafın ortak konutu terk ederek ailesinin ya da akrabalarının yanına gittiğini, müvekkili tarafından anlaşmalı boşanma hususunda taleplerde bulunduğunu, fakat karşı tarafın isteklerinin bitmemesi nedeniyle boşanamadıklarını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı-karşı davalının evi otel gibi kullandığını, karşı tarafın iş güvenliği uzmanı olarak müvekkilinin ise işçi olarak çalıştığını, davacı-karşı davalının tarafların evliliklerinin ilk yıllarından itibaren aldattığını, içki içtiği arkadaşlarını ortak konuta getirerek gece geç saatlere kadar oturduğunu, müvekkilinin de bu durumda çocukları yanına alarak odaya kendilerini kilitlediklerini, müvekkilinin 23 yıl boyunca zorlu bir hayatı sürdürmeye çalıştığını, yine davacı-karşı davalının müvekkiline hakaretler edip fiziki şiddet uyguladığını, ortak çocuklara da hakaretlerde ve küfürlerde bulunduğunu, müvekkilinin ortak çocuklar ile aile apartmanının ikinci katında davacı-karşı davalının ise çatı katında oturduğunu, evin ihtiyaçları ile müvekkilinin kendisinin ilgilendiğini, evin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için vardiyalı çalıştığını, gecesini gündüzüne kattığını, davacı-karşı davalının müvekkilini kandırması üzerine kredi çektiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk …’in velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evin masraflarıyla, davalı-karşı davacı kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyip, gerekli ilgi göstermeyip kendine yetecek miktarda harcama yapmasıyla ekonomik şiddet uyguladığı, evlilik birliği içinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, taraflar arasında yaşanan tartışmalarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına ağır hakaret ve küfürler ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı, her gün alkol alıp arkadaşlarını davalı-karşı davacının rızası hilafına eve getirerek sosyal şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalının bayan arkadaşlarını gizli gizli kadın ve çocukları ile oturduğu aile apartmandaki son üç yıldan beri tek başına yaşadığı dördüncü kattaki evine misafir etmesiyle bu olayın komşular tarafından ortak çocuk tarafından görülüp söylenmesiyle cinsel şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadının kusurluluğunu ispat edemediği, duyuma ve aktarıma dayalı beyanda bulunan tanıkların tarafların evliliğine, boşanmaya neden olan olaylara ilişkin bilgiye görgüye dayalı beyanları olmadığı, erkeğin davasına temel teşkil eden vakıaları ispat edemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadına ise kusur izafe edilemediği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, iştirak nafakası, davalı- karşı davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; açmış olduğu boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, kadının açtığı boşanma kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının çok yüksek olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini beyan ederek; kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın tüm talepleri ile birlikte reddine karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davalı-karşı davacı kadının kusurlu olduğunu, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatların çok yüksek olduğunu, ortak çocuk …’in yurt dışında olduğunu, ortak çocuğun iletişim bilgilerinin verilmediğini, görüşmesinin engellendiğini, karşı davadaki vakıaların ispatlanmadığını beyan ederek; asıl davanın kabulüne karar verilmesini, karşı davanın ve kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddine ve kadının boşanma davası hakkında verilen kabul kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına boşanmanın fer’îsi niteliğindeki tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.