Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Yaşantıyı Kısıtlayarak Sosyal Şiddet Uygulayan Erkek Tam Kusurlu Sayılmıştır

Mahkeme, erkeğin eşine karşı baskı kurarak ve yaşantısını kısıtlayarak sosyal şiddet uyguladığını tespit etmiştir. Erkek, eşinin sosyal hayatını sınırlayıp özgürlüğünü kısıtlamış, ayrıca evlilik birliği süresince sevgisiz ve ilgisiz davranarak kadının sosyal varlığını baskı altına almıştır. Bu eylemler sosyal şiddet kapsamında değerlendirilmiş ve boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Karar onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/7374 E., 2023/6237 K.
“[…] eşine ekonomik şiddet uyguladığı gibi, eşi üzerinde baskı kurarak ve yaşantısını kısıtlayarak sosyal şiddet uyguladığı […] boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu […]” […] “Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararları usul ve kanuna uygun bulunarak onanmasına karar verilmiştir.”


T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2023/7374

Karar No.: 2023/6237

Karar tarihi: 14.12.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/559 E., 2023/1108 K.

… : … vekilleri Av. …

DAVALI-DAVACI : …,…

DAVA TARİHİ : …

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1317 E., 2023/93 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın … erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı … erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

… erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği süresince eğitimi, ailesi ve sosyal-kültürel hali nedeniyle aşağıladığını, sevmediğini söylediğini, saldırgan tavırlar sergileyerek müvekkilini boşanmakla tehdit ettiği, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocuğu göstermeyeceğini söylediğini, en ufak tartışmada ailesinin yanına giderek günlerce ortak konuta dönmediğini, kadının boşanmak istediği gerekçesiyle 2020 yılı Ocak ayından ortak konuttan ayrıldığını, tarafların 2 yıldır ayrı yaşadıklarını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı-karşı davacının babası … adına kayıtlı ise de 1/2 ‘si davalı-karşı davacıya ait olan S.S. … Yapı Kooperatifi hissesinin tasfiyesinden doğan 20.000,00 TL’lik alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalı-karşı davacıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline defalarca fiziki şiddet uyguladığını, Behçet hastalığının yanı sıra 2017 yılında çocuklarının doğumundan sonra Derin Ven Tromboz (DVT) rahatsızlığı sebebi ile tedavi gördüğünü, 8 kez ameliyat geçirdiğini, bu süreçte erkeğin destek olmadığını, sevgisiz ve merhametsiz davrandığını, bir çok kez erkeğin fiziksel şiddetine maruz kalmaya devam ettiğini, her dayak olayından sonra müvekkline sen de hak ettin gibi söylemlerde bulunduğunu, toplum içinde küçük düşürdüğünü, şiddet nedeniyle Ankara Batı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2021 gün ve 2020/266-508 sayılı kararıyla ceza aldığını, evlilik boyunca müvekkilinin eşinin ekonomik şiddetine maruz kaldığını, evden kovduğunu, sinkaflı sözlerle hakaretler ettiğini, tarafların 2 yıla yakın süredir ayrı yaşadıklarını, bu süreçte ortak çocuğun dahi hiçbir maddî giderine katkıda bulunmadığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası bağlanarak nafakaya her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata bir kısım ziynet ve katılma alacağınıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına izafe edilen iddiaların ispatlanamadığını, erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumluluklarını yerine getirmediği, eşiyle ve ortak çocuğuyla yeterince ilgilenmediğini, sevgi ve saygı göstermediğini, davalı-karşı davacı eşinin hastalığında manevî destekte bulunmadığı gibi arkadaşının ve annesinin yanında “safoz, sende yine bir şey yoktur, sen abartıyorsun yine” şeklinde söylemlerde bulunarak eşini rencide edip küçük düşürdüğünü, maaşına el koyduğunu, harcamalarını kısıtlayarak ekonomik şiddet uyguladığını, eşi üzerinde baskı kurarak ve yaşantısını kısıtlayarak sosyal şiddet uyguladığını, ortak çocuğuyla da yeterince ilgilenmeyerek eşine çocuğun bakım ve tedavisi hususunda destek olmadığını, kadın haber verdiğinde “tamam kes kes, sen götür” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, eşine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayarak her tartışmadan sonra evden kovduğunu, son yaşanan tartışmadan sonra eşine fiziki şiddet uygulaması nedeniyle kadının darp raporu aldığını, erkek hakkında Ankara Batı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/249 esas sayılı dosyasıyla ceza davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda erkeğin erkeğin eyleminin sübut bulduğunu, kararın 28.05.2021 tarihinde kesinleştiğini, son şiddet olayından sonra tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını ve bir daha da bir araya gelmediklerini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının ve tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumuna göre maddî ve manevî tazminatın ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, asıl dava tarihinden geçerli ve tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere ortak çocuk Yiğit için aylık 2.500,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 4.000,00 TL’ye yükseltilmesine, kesinleşmeden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, 09.02.2024 tarihinden başlamak koşuluyla belirlenen nafakanın her yılın Şubat ayı başında açıklanan ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

… erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava ve fer’îler yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından sunulan e-postaların eski tarihli olduğu, sonrasında evlilik birliği devam ettiğinden, sunulan e-posta içeriğinde yer alan vakıalar yönünden davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadını affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği belirtilerek kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

… erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve ferilerinin kabulü ve erkeğin davasının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, fer’îlerin miktarları ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

  1. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50, 51 inci maddeleri.

  1. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

  1. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup … erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
  2. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.