Davacı-davalı erkek, kadının çalışarak elde ettiği geliri rahatça kullanmasına engel olmuş, haftalık düşük miktarda harçlık vererek kadının ekonomik özgürlüğünü kısıtlamış, her harcamasını sorgulamış ve banka hesap hareketlerini denetleyerek ekonomik baskı uygulamıştır. Bu davranışlar ekonomik şiddet olarak değerlendirilmiş, erkek ağır kusurlu bulunmuş ve kadın lehine tazminata hükmedilmiş, karar onanmıştır.
Yargıtay 2. HD. – 2023/5533 E., 2024/4468 K.
“[…] erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının çalışıp maaş almasına rağmen rahatça harcama yapamadığı, erkeğin verdiği harçlık şeklinde cüzi paraları kullanabildiği, […] kadının ailesi ile görüşmesinde sorun çıkardığı, görüşme şekli ve süresini kısıtladığı, hakaret etmek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, […] gerçekleşen bu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu […]” […] “Temyizen incelenen karar, […] usul ve kanuna uygun olup […] kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/5533
Karar No.: 2024/4468
Karar tarihi: 10.06.2024
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/137 E., 2023/493 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/81 E., 2021/748 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının maddî konularda problem çıkardığını, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediğini, ev için aldığı şeylerin fiyatını erkeğe fazla söyleyerek ve habersiz cüzdanından para alarak kendi ailesine verdiğini, erkeğin maaş, kredi kartı hesap bilgilerini ve şifrelerini bildiği için sürekli kontrol ettiğini, ufak harcamaları bile sorun haline getirdiğini, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, erkeği ahlaksızlıkla suçladığını, erkeğin anne, babasına iftiralar attığını, hakaretler ettiğini, erkeğe “sen sperm babasısın, biyolojik babasın” diyerek hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, son 1,5 yıldır cinsel birlikteliği reddettiğini, beddua ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu, ortak konutu terk ettiğini, kadının maaşını ve ek ders ücretlerini aldığını, haftalık 50,00 TL harçlık vererek en ufak bir harcamanın dahi hesabını sorduğunu, “hırsızsın, cebimden para çaldın” diye ortak çocuğun ve herkesin yanında aşağıladığını, sürekli fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, çocuğa gereken ilgiyi göstermediğini, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtladığını, asker olması nedeniyle zimmetli silahını temizlermiş gibi söküp takarak kadını korkuttuğunu, “kullanmayı biliyorum, yanlışlıkla ateş etmem ama gerekirse kullanırım” diyerek tehdit ettiğini, kadını defalarca ters ilişkiye zorladığını, sık sık alkol alıp yarı çıplak uygunsuz şekilde porno izlediğini, cep telefonuna şifre koyduğunu, sadakatsiz davrandığını düşündürdüğünü, kadının babası 9 yıldır solunum cihazına bağlı yaşamasına rağmen kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, ev bütçesine gelen tüm gelirleri kendi ticari yatırımına harcadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının çalışıp maaş almasına rağmen rahatça harcama yapamadığı, erkeğin verdiği harçlık şeklinde cüzi paraları kullanabildiği, kadının kendi ailesi ile görüşmesinde sorun çıkardığı, görüşme şekli ve süresini kısıtladığı, hakaret etmek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı; kadının ise erkeğe arkadaşlarının yanında telefonda hakaret etmek ve ortak çocuğun yanında da “biyolojik baba gibi davranma, çocuğuna iyi bak” demek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin parasal harcamalarını ve banka hesap hareketlerini kontrol ederek ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kendi ailesinin ve akrabalarının evine gidip gelemediği, kadının erkeğin ailesinin evine gitmek ve görüşmek istemediği, aile içi görüşmelerde sorun yaşadıkları, diğer kusurların ispatlanamadığı, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.500,00 TL ‘ye çıkarılmasına, iştirak nafakası olarak devamına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının gelirinin bulunması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, ayrıca erkeğin kadının ailesine “kadının kendisinin cebinden para çaldığını” söyleyip şikayet ettiğinin, kadını küçümseyici beyanlarda bulunduğunun ve müşterek evi terk ettiğinin sabit olduğunu, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ailesiyle uzun süreli görüşmek istemediği, görüşmelerini kısa sürelerle sınırladığı, kadına yüklenen bu kusurların sabit olduğu ancak kadına yüklenen kusurlardan “erkeğin parasal harcamalarını ve banka hesap hareketlerini kontrol ederek ekonomik şiddet uyguladığı” kusurunun ispatlanmadığının anlaşıldığı, buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının çalışıp maaş almasına rağmen rahatça harcama yapamadığı, erkeğin verdiği harçlık şeklinde cüzi paraları kullanabildiği, kadının ailesi ile görüşmesinde sorun çıkardığı, görüşme şekli ve süresini kısıtladığı, hakaret etmek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, kadının ailesine “kadının kendisinin cebinden para çaldığını” söyleyip şikayet ettiği, kadını küçümseyici beyanlarda bulunduğu ve müşterek evi terk ettiği; kadının ise erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ailesiyle uzun süreli görüşmek istemediği, görüşmelerini kısa sürelerle sınırladığı, gerçekleşen bu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur ve reddedilen tazminatlara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tanık beyanlarının ve delillerinin yeterince göz önüne alınmadığını, erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, istinaf yoluna başvurmayan erkek lehine de kusurların değerlendirilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu olup olmadığı, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
- Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.