Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Fiili Ayrılık Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Kusur İncelemesi Yapılmadan Boşanma Kararı Verilebilir

Türk Medeni Kanunu m. 166/4 uyarınca, daha önce açılan boşanma davasının reddinden sonra 3 yıl boyunca ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilir. Bu durumda kusur araştırması yapılmaz ve tamamen kusursuz eşin boşanmak istememesi, davanın reddi için yeterli sayılmaz. Somut olayda fiili ayrılık şartları oluştuğundan, davalı kadının itirazı yerinde görülmemiş ve karar onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2024/823 E., 2024/8012 K.
“[…] kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, […] kusur araştırmasına gerek bulunmadığı, […] davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”


T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2024/823

Karar No.: 2024/8012

Karar tarihi: 30.10.2024

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1879 E., 2023/2376 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/31 E., 2020/317 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı dosyasında görülen boşanma davasının reddine karar verildiğini ve kararın 29.11.2016 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların hiçbir şekilde bir araya gelmediğini, ortak hayatın kurulamadığını ve ortak hayatın kurulma imkanının da bulunmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek tarafından Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, bu davaya karşı kadın tarafından mahkemenin 2015/546 Esas sayılı dosyasıyla karşı dava açıldığını ve bu dosyaların birleştirildiğini, yargılama devam ederken davalı kadının eşinden boşanmak istemediğini bildirerek davadan feragat ettiğini, yapılan yargılama sonunda Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı kararı ile davacı erkeğin davasının reddine, birleşen dava hakkında ise feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu davada evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklandığının, davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinin sonucuna varıldığını, evlilikte davacıya karşı hiçbir kusuru bulunmayan davalı kadının boşanmak istememesi nedeniyle kendi kusuruna dayanarak boşanmak istemeyen davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı ilamı incelendiğinde asıl davanın reddine, birleşen davanın feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve 29.11.2016 tarihinde kesinleştiği, hükmün kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar 3 yıldan fazla süre geçtiği, taraf vekillerinin açık beyanı ile de bu süre içinde tarafların bir araya gelmediği gerekçesi ile davanın kabulüyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesinleşen Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı boşanma ilamında yer alan kusur tespitleri ışığında, davacı erekğin tamamen kusurlu bulunduğu, davacı erkeğin kendisinin kusurlu bulunduğu bir davaya dayanarak yeniden boşanma davası açmasının hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği ve tamamıyla kusursuz olan davalı müvekkilin boşanma davasına itiraz hakkı olduğu, hiçbir kusuru bulunmayan davalı kadının boşanmak istememesi nedeniyle kendi kusuruna dayanarak boşanmak istemeyen davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tarafından açılan Urla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 2015/431 Esas ve 2016/614 Karar sayılı boşanma davasında erkek tarafından açılan asıl davanın reddine, kadın tarafından açılan ve birleştirme kararı ile birlikte görülen boşanma davasında feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve 29.11.2016 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, istinaf dilekçesindeki aynı itirazlarını ileri sürerek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan davada fiili ayrılık şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

  1. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası 6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

  1. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

  1. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.