Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen özel bir boşanma sebebidir ve eşlerin evlilik birliğinin fiilen sona erdiği durumlarda başvurulan bir hukuki yoldur. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası evlilik birliğinin sürdürülemez hale geldiği, eşlerin ayrı yaşadığı ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde gündeme gelir. 2024 yılında Anayasa Mahkemesi’nin aldığı iptal kararı ve ardından yasama organının yaptığı düzenlemeyle, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında bekleme süresi 3 yıldan 1 yıla indirilmiştir. Bu makalede, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının şartları, süreci, güncel gelişmeler ve dikkat edilmesi gereken hukuki detaylar kapsamlı olarak ele alınacaktır.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası 2

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin son fıkrasında düzenlenmiş bir boşanma sebebidir. Bu dava, daha önce açılmış bir boşanma davasının reddedilmesi ve ret kararının kesinleşmesinden itibaren belirli bir süre boyunca eşlerin ortak hayatı yeniden kuramaması durumunda açılabilir. Kanun, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul ederek, bu tür durumlarda boşanma kararı verilmesini mümkün kılar.

Fiili Ayrılığın Tanımı

Fiili ayrılık, eşlerin evlilik birliğinin gerektirdiği ortak yaşamı sürdürmemesi ve birbirlerinden ayrı yaşamaya başlaması durumudur. Bu ayrılık, eşlerin fiziksel olarak farklı yerlerde yaşaması ya da aynı evde veya farklı odalarda yaşaması gibi durumları kapsayabilir. Ancak, bu ayrılığın hukuki sonuç doğurabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekir.

Fiili Ayrılık ile Diğer Boşanma Sebepleri Arasındaki Fark

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, kusura dayalı olmayan bir boşanma sebebidir. Örneğin, zina veya akıl hastalığı gibi özel boşanma sebeplerinden farklı olarak, eşlerden birinin kusurlu olması gerekmez. Bu nedenle, fiili ayrılık nedeniyle açılan davalarda mahkeme, eşlerin kusur durumlarını detaylı bir şekilde araştırmaz; yalnızca ayrılığın süresi ve ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığına odaklanır.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Daha Önce Açılmış ve Reddedilmiş Bir Boşanma Davası Olmalıdır

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış bir boşanma davasının mahkemece reddedilmiş olması gerekir. Bu dava, TMK’da düzenlenen herhangi bir boşanma sebebine dayanabilir; örneğin, evlilik birliğinin sarsılması, zina, terk veya anlaşmalı boşanma. Davanın hangi nedenle reddedildiği önemli değildir; önemli olan, ret kararının kesinleşmiş olmasıdır.

Ret Kararının Kesinleşmesi Gerekir

Reddedilen boşanma davasının kararının kesinleşmiş olması, fiili ayrılık süresinin başlaması için kritik bir ön koşuldur. Kesinleşme, kararın istinaf-temyiz edilmemesi veya istinaf-temyiz sürecinin tamamlanmasıyla gerçekleşir. Kesinleşme olmadan fiili ayrılık süresi başlamaz, bu nedenle tarafların bu süreci doğru takip etmesi önemlidir.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Gerekir

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının temel şartlarından biri, ret kararının kesinleşmesinden itibaren eşlerin ortak hayatı yeniden kuramamış olmasıdır. Ortak hayatın kurulmaması, eşlerin evlilik birliğinin gerektirdiği ortak yaşamı sürdürmemesi anlamına gelir. Örneğin, eşlerin aynı evde yaşaması ancak ayrı odalarda uyuması, ortak hayatın kurulmadığına işaret edebilir. Ancak, eşlerin çocuklarını görmek veya ailevi konuları konuşmak için bir araya gelmesi, ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmez.

1 Yıllık Sürenin Dolması Gerekir

2024 yılında yapılan yasal düzenlemeyle, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilmiştir. Bu, eşlerin ret kararının kesinleşmesinden itibaren en az 1 yıl boyunca ayrı yaşamış olmaları gerektiği anlamına gelir. Süre, dava açıldığı tarihte dolmuş olmalıdır; aksi takdirde dava reddedilir.

Fiili Ayrılık Süresinin 3 Yıldan 1 Yıla İndirilmesi

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında en önemli güncel gelişme, bekleme süresinin 3 yıldan 1 yıla indirilmesidir. Bu değişiklik, Anayasa Mahkemesi’nin 2024 yılında aldığı iptal kararı ve ardından yasama organının yaptığı düzenlemeyle gerçekleşmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen, boşanma davasının reddi sonrasında üç yıl boyunca ortak hayatın yeniden kurulamaması şartına bağlı boşanma imkânı, Anayasa’nın 13. ve 20. maddelerine aykırı bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi, bu sürenin kişilere katlanamayacakları bir külfet yüklediğini, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile aile kurumunu koruma amacı arasında makul bir denge sağlamadığını belirterek iptal kararı vermiş ve karar Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

T.C. Anayasa Mahkemesi – 2023/116 E., 2024/56 K.
“[…] boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmeden önce ortak hayatın kurulamaması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasına ilişkin karinenin uygulanmaması aile kurumunu korumaya katkıda bulunabilecek niteliktedir. […] Buna göre boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı hâllerde makul olmayan bir süre boyunca ilgililerin boşanma kararı elde etmelerine imkân tanınmadığı anlaşılmaktadır. […] kural, ortak hayatın yeniden kurulamadığı hâllerde evlilik birliğini uzun bir süre boyunca sona erdiremeyen ilgililere katlanamayacakları bir külfet yüklemektedir. […] özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı ile aile kurumunu koruma amacı arasında makul bir denge sağlamayan kuralın orantılılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.”

9. Yargı Paketi ile Yeni Düzenleme

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yasal boşluğu gidermek amacıyla, 2024 yılında 9. Yargı Paketi kabul edilerek TMK’da değişiklik yapıldı. Yeni düzenlemeyle, fiili ayrılık süresi 3 yıldan 1 yıla indirildi. Bu değişiklik, boşanma süreçlerini hızlandırmayı ve tarafların uzun bekleme sürelerinden kaynaklanan mağduriyetlerini azaltmayı amaçlamaktadır. Yeni düzenleme, 27 Kasım 2024’te yürürlüğe girmiştir ve artık ret kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl ayrı yaşama şartı aranmaktadır. Artık, ret kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl ayrı yaşayan eşler, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açabilir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Süreci

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, diğer boşanma davalarına benzer bir süreç izler, ancak kusur araştırması yapılmaması nedeniyle daha hızlı sonuçlanabilir. Sürecin temel aşamaları şunlardır:

Dava Dilekçesinin Hazırlanması

Dava, eşlerden biri tarafından aile mahkemesine sunulan bir dilekçeyle açılır. Dilekçede, daha önce reddedilen boşanma davasının detayları, ret kararının kesinleşme tarihi, fiili ayrılık süresi ve ortak hayatın kurulamadığına dair iddialar açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, nafaka, tazminat veya velayet gibi talepler de dilekçede yer alabilir.

Delillerin Sunulması

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında, ortak hayatın kurulamadığını ispatlamak davacıya aittir. Bu amaçla, tanık beyanları, yerleşim yeri belgeleri, sosyal medya kayıtları veya diğer deliller mahkemeye sunulabilir. Örneğin, eşlerin farklı adreslerde yaşadığını gösteren belgeler veya komşuların tanıklığı, fiili ayrılığın kanıtı olarak kullanılabilir.

Mahkeme İncelemesi ve Karar

Mahkeme, sunulan delilleri değerlendirerek fiili ayrılık süresinin dolup dolmadığını ve ortak hayatın kurulup kurulmadığını inceler. Eğer şartlar sağlanmışsa, boşanma kararı verilir. Mahkeme, nafaka, tazminat veya velayet gibi ek talepleri de ayrı ayrı değerlendirir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açarken, tarafların bazı hususlara dikkat etmesi gerekir. Bu, davanın reddedilmesini önlemek ve süreci daha verimli hale getirmek açısından önemlidir.

Doğru Süre Hesaplaması

Fiili ayrılık süresinin doğru hesaplanması, davanın başarısı için kritik öneme sahiptir. Süre, ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar ve dava açıldığı tarihte dolmuş olmalıdır. Kesinleşme tarihinin yanlış hesaplanması, davanın reddine yol açabilir.

Delillerin Titizlikle Toplanması

Fiili ayrılığın ispatı için sunulan deliller, mahkeme tarafından titizlikle incelenir. Bu nedenle, delillerin eksiksiz ve ikna edici olması gerekir. Örneğin, tanık beyanları, eşlerin ayrı yaşadığına dair somut bilgiler içermelidir.

Boşanma Avukatı Desteği

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, teknik ve hukuki detaylar içeren bir süreçtir. Bu nedenle, deneyimli bir boşanma avukatıyla çalışmak, davanın doğru yönetilmesini sağlar. Avukat, dilekçenin hazırlanmasından delillerin toplanmasına kadar tüm aşamalarda profesyonel destek sunar.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma ve Mal Rejimi

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, mal rejiminin tasfiyesi açısından da bazı özellikler taşır. Türk Medeni Kanunu’na göre, edinilmiş mallara katılma rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Ancak, fiili ayrılık döneminde edinilen mallar, bu rejimin ruhuna uygun olmayabilir.

Fiili Ayrılık Döneminde Edinilen Mallar

Fiili ayrılık döneminde eşlerin edindiği mallar, genellikle ortak katkı olmaksızın edinilir. Bu nedenle, Yargıtay kararlarına göre, fiili ayrılık süresinde edinilen mallar, mal rejimi tasfiyesinde dikkate alınmayabilir. Örneğin, bir eşin fiili ayrılık döneminde satın aldığı bir taşınmaz, diğer eşin katkı sağlamadığı gerekçesiyle paylaşım dışı bırakılabilir.

Mal Rejimi Tasfiyesi İçin Dava

Mal rejimi tasfiyesi için ayrı bir dava açılması gerekebilir. Bu davada, fiili ayrılık dönemindeki malların durumu, mahkemece detaylı bir şekilde değerlendirilir. Tarafların bu süreçte uzman bir avukattan destek alması, hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Sıkça Sorulan Sorular

Fiili Ayrılık Süresi Ne Zaman Başlar?

Fiili ayrılık süresi, daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Kesinleşme, temyiz sürecinin tamamlanması veya temyiz edilmemesiyle gerçekleşir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Davanın süresi, mahkemenin iş yoğunluğuna, delillerin toplanma sürecine ve tarafların taleplerine bağlı olarak değişir. Ancak, kusur araştırması yapılmaması nedeniyle, fiili ayrılık davaları diğer boşanma davalarına göre daha hızlı sonuçlanabilir.

Fiili Ayrılık Döneminde Bir Araya Gelmek Davayı Etkiler mi?

Eşlerin çocuklarını görmek veya ailevi konuları konuşmak için bir araya gelmesi, ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmez. Ancak, eşlerin aynı evde karı-koca olarak birlikte yaşaması, fiili ayrılık süresini kesintiye uğratabilir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları

Fiili Ayrılık Sebebiyle Açılan Davadan Önce Reddedilen Davadaki Kusur Durumu Tazminat Hususunda Dikkate Alınır

Türk Medeni Kanunu m. 166/son uyarınca fiili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilen davalarda, önceki reddedilen boşanma davasını açarak evlilik birliğini temelinden sarsan ve boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan taraf, tazminat talebinde bulunamaz; aksine karşı tarafın tazminat talebi kabul edilir. Somut olayda, davalı-davacı erkek tamamen kusurlu olduğundan, davacı-davalı kadının maddi tazminat talebinin reddi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve karar bozulmuştur.

Yargıtay 2. HD. – 2009/1519 E., 2010/5301 K.
“[…] fiili ayrılık sebebiyle boşanmışlar, karar 03.04.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma kararına esas alınan (2002/249 esas sayılı) reddedilen boşanma davasını açarak, boşanma sebebi yaratan davalı-davacı (koca) boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur.” […] “Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır.” […] “O halde mahkemece […] davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir.”

Fiili Ayrılık Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Kusur İncelemesi Yapılmadan Boşanma Kararı Verilebilir

Türk Medeni Kanunu m. 166/4 uyarınca, daha önce açılan boşanma davasının reddinden sonra 3 yıl boyunca ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilir. Bu durumda kusur araştırması yapılmaz ve tamamen kusursuz eşin boşanmak istememesi, davanın reddi için yeterli sayılmaz. Somut olayda fiili ayrılık şartları oluştuğundan, davalı kadının itirazı yerinde görülmemiş ve karar onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2024/823 E., 2024/8012 K.
“[…] kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, […] kusur araştırmasına gerek bulunmadığı, […] davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.