Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Eşine Karşı Sevmediğini Söyleyen Kadının Eylemi Duygusal Şiddet Eylemini Oluşturur

Kadının eşine karşı sevmediğini söylemesi ve boşanmak istediğini tekrarlaması davranışları duygusal şiddet niteliğinde görülmüşse de, erkeğin bu olaylardan sonra evliliği sürdürmek için çaba gösterdiği ve bu davranışları hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmiştir. Bu nedenle boşanma sebeplerinin sübut bulmadığı değerlendirilerek erkeğin boşanma davası reddedilmiş, karar Yargıtay tarafından onaylanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/7538 E., 2024/5823 K. “[…] kadının erkeğe yönelik tekraren onu sevmediğini ve boşanmak istediğini söylediği, davalının sübut bulan eyleminin duygusal şiddet niteliğinde olduğu […]” […] “davacının boşanma sebebi olarak gösterdiği olayları hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerekeceği […]” […] “hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma nedeni olarak ileri sürülmesi mümkün bulunmadığından boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği […]” […] “kararın bozulmasını gerektirecek bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.”

T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2023/7538

Karar No.: 2024/5823

Karar tarihi: 12.09.2024

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/753 E., 2023/1054 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/791 E., 2022/76 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların fiili olarak hiç birlikte yaşamadıklarını, evlilik birliğinin hukuken kurulmuş olduğunu, kadının aşırı derecede alıngan, kıskanç olduğunu, hakaret ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, aileler arasında husumet oluşup konuşmamaya başladıklarını, sevmediğini ve evlenmek (düğün yapmak) istemediğini söylediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle: davacının iddialarının doğru olmadığını, karşılıklı kırgınlıklara sebep olacak mesajlar atmış olsalar da tarafların daha sonra barıştıklarını, evlendikten sonra davacının müvekkilini hiç arayıp sormadığını, yalanlar söylemeye başladığını, sosyal medya hesaplarından birlikte çekindikleri resimleri kaldırarak eşini etrafa karşı küçük düşürüp psikolojisini alt üst ettiğini belirterek davacının açtığı davanın reddine, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra düğünün yapılması için bekledikleri bu nedenle dava tarihi itibariyle taraflar arasında henüz ortak hayatın kurulmadığı, davalı kadının, davacının kendisini pikniğe davet etmediğini tarlaya çalışmaya gidiyoruz diyerek yalan söylediğini ileri sürdüğü, ancak mahkememizce tanık anlatımlarına göre yapılan kabule göre erkeğin önce tarlaya/ormana çalışmaya gideceklerini söylediği ancak daha sonra kadına, akabinde piknik yapacaklarını da telefonla arayarak söylediği, ancak kadının bu duruma aşırı tepki vererek alıngan ve kısıtlayıcı tavır sergilediği, bu olaya tepki olarak boşanmak istediğini söylediği, taraflar arasındaki diyalogun bu olaydan sonra tamamen kopmadığı anlaşılmakla birlikte, devam eden süreçte kadının erkeğe yönelik tekraren onu sevmediğini ve boşanmak istediğini söylediği, davalının sübut bulan eyleminin duygusal şiddet niteliğinde olduğu, kabul edilen bu vakada erkeğe yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, kadın tarafından evlilikten sonra erkeğin kendisi ile ilgilenmediği, aramadığı ileri sürülmüş ise de görüşme dökümlerinin incelenmesinde tarafların ilişkilerinin koptuğu kasım ayı başına kadar erkeğin günlük veya gün aşırı olarak davalı kadını aradığı, şehir dışında çalıştığı belirtilen erkeğin kadını aramadığı iddiası sübut bulmadığı gibi tanık anlatımlarına göre Bartın’a geldiğinde mutlaka kadın ile vakit geçirdiği, birlikte gezmeye gittikleri, bu durumda erkeğe yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, yine ortak hayatın kurulması daha sonraya bırakılarak nikahın yapıldığı ancak bunun tarafların ortak kararı olduğu, kadına ya da erkeğe bu durumun kusur olarak yüklenemeyeceği, piknik olayından sonra kadının tekraren sevmediğini ve boşanmak istediğini söylediği kabul edilmiş olup, bu vakadan sonra taraflar arasındaki devam eden diyalogun barışma görüşmesi nevinden olduğu, erkeğin davalı tarafın kusurlu davranışını affettiğinin kabul edilemeyeceği, zira kadının duygusal şiddet nevinden davranışının devam ettiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

tarafların boşanmalarına, davacı için 4.000,00 TL manevî tazminat takdirine, davacının maddî tazminat talebinin reddine, davalı için takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihinden sonra geçerli olmak üzere kaldırılmasına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî tazminat talebinin reddi, manevî tazminat tutarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında toplanan delillerden amca çocukları olduğu anlaşılan tarafların 26.09.2019 tarihinde evlendikleri, ancak düğünlerinin yapılmadığı ve evlendikten sonra fiilen bir araya gelmedikleri, cinsel birlikteliğin gerçekleşmediği, dosya içinde mevcut tanık Şaziye Karabudak’ın beyanı ve davacı tarafından dava açıldıktan sonra davalıya gönderilen mesaj içerikleri dikkate alındığında boşanmaya konu olaylardan sonra eşiyle sürekli görüşme talebinde bulunup eşiyle görüşmeye devam eden, eşine sevgi mesajları gönderen ve evliliği devam ettirmek maksadıyla ısrarla eşini yanına almak isteyen davacının boşanma sebebi olarak gösterdiği olayları hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerekeceği, hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma nedeni olarak ileri sürülmeleri mümkün bulunmadığından sübut bulmayan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam etmesi, tedbir nafakası takdirinde kusur durumunun öneminin bulunmaması hususları dikkate alındığında düzenli ve yeterli bir geliri bulunmadığı anlaşılan davalı kadın için takdir edilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi de usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf taleplerinin kabulüne, hükmün kaldırılmasına, davacı erkek tarafından açılan davanın reddine, davalı kadın için, dava tarihinden başlamak kaydı ile, karar kesinleşinceye kadar, aylık 350,00 TL tedbir nafakası takdiri ile (tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla) davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili; hükmün tamamının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer’ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

  1. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

  1. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

  1. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.