Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Akıl Hastası Eşe Kusur Yüklenemez

Davacı kadının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 166/1’e dayalı boşanma davasında, davalı erkeğin %80 oranında kronik şizofreni hastalığı nedeniyle davranışlarının iradi olmadığı, bu sebeple kusur yüklenemeyeceği tespit edilmiştir. Akıl hastalığı sebebiyle kusur yüklenemeyeceği için, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ispatlanamamış ve boşanma davası reddedilmiştir. Temyiz üzerine Yargıtay kararı onamıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2022/11023 E., 2023/2093 K.
“[…] kusur esasına dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, akıl hastası olan ve bu nedenle davranışları irâdi olmayan davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu […]” […] “Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere […] göre usul ve kanuna uygun olup […] kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.” […] “Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının […] ONANMASINA […] oy birliğiyle karar verildi.”


T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2022/11023

Karar No.: 2023/2093

Karar tarihi: 03.05.2023

İNCELENEN KARARIN

TARİHİ : 06.01.2016

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/42 E., 2020/945 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde; erkek eş hakkında 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde kronik şizofreni tanısı ile sağlık kurulu raporu düzenlendiğini, bunu üzerine malülen emekli olduğunu, 2011 yılında ise Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından %80 özür oranı ile kronik şizofreni tanısı ile sağlık kurulu raporu düzenlendiğini, erkeğin eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, kötü söz ve davranışlar gösterdiğini, kefil olarak savurganlık yaptığını, evin ihtiyaçlarını karşılanamadığını, müvekkili için evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini beyanla, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 165 … maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili, 11.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; erkek eşin akıl hastalığı nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, kötü söz ve davranışlar gösterdiğini, kefil olarak savurganlık yaptığını, evin ihtiyaçlarını karşılanamadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

1.Davalı vasisi cevap dilekçesinde; tarafların 2001 yılında evlendiklerini, müşterek üç tane çocuklarının olduğunu, davalı …’a, Ankara Nummune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14.09.2011 tarihli raporuyla %80 özür oranı ile kronik şizofren tanısı konulduğunu, davranışlarının hastalığı nedeniyle iradi olmadığını, boşanma davasını kabul ettiklerini, ancak davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vasisi ıslah dilekçesine karşı beyanında, davacı tarafın iddiaları ile maddî ve manevî tazminat taleplerini kabul etmediklerini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkek yönünden Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 15.09.2011 tarihli raporuyla % 80 özür oranı ile kronik şizofren tanısı konulduğu, Ankara (Kapatılan) 8 Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.11.2016 tarih, 2016/323 Esas, 1089 Karar sayılı kararıyla 4721 sayılı Kanun’un 405 … maddesi gereğince akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı, dolayısıyla davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların irâdi nitelikte bulunmadığından hükme esas alınamayacağı, davacı kadının 4721 sayılı Kanun’un 165 … maddesine dayanarak açmış olduğu boşanma davasını ise ıslah ederek, davasını 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayandırdığı, dolayısıyla davacı kadının akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir davasının da bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, erkek vasisinin boşanma talebini kabul ettiklerini belirttiğini, ancak Mahkemece bu hususun gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, tanıklarının dinlenilmediğini, evlilik birliğinin erkeğin fiziki şiddeti, kötü söz ve davranışları, savurganlığı ve evlilik birliği yükümlülükleri yerine getirmediği için çekilmez hale geldiğini, fiilen son bulan evliliğin devamında bir fayda kalmadığını beyanla; Mahkeme kararının kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusur esasına dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, akıl hastası olan ve bu nedenle davranışları irâdi olmayan davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) … fıkrasının (b) bendinin (1) … alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, erkek vasisinin boşanma talebini kabul ettiklerini belirttiğini, ancak Mahkemece bu hususun gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, tanıklarının dinlenilmediğini, evlilik birliğinin erkeğin fiziki şiddeti, kötü söz ve davranışları, savurganlığı ve evlilik birliği yükümlülükleri yerine getirmediği için çekilmez hale geldiğini, fiilen son bulan evliliğin devamında bir fayda kalmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle kendisine kusur yüklenip yüklenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

  1. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 405 … maddesinin birinci fıkrası, 462 nci maddesi 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 … maddesinin birinci fıkrası ve 371 … maddesi,

  1. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

  1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
  2. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı kadına yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.