Akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davasında, davalı erkeğin hastalığına ilişkin iki ayrı tıbbi rapor arasında iyileşme imkânı konusunda çelişki bulunmasına rağmen Adli Tıp Kurumu’ndan yeni bir rapor alınmadan karar verilmesi usule aykırıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 165 gereğince akıl hastalığının evlilik birliğini diğer eş için çekilmez kıldığı ispat edilmelidir. Rapordaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması eksik inceleme oluşturduğundan, karar Yargıtay tarafından bozulmuştur.
Yargıtay 2. HD. – 2023/5968 E., 2024/4469 K.
“[…] 24.01.2020 tarihli raporda ‘şizofreni, tedaviyle kısmen düzelen, kısıtlanmasını gerektirir akıl hastalığı mevcuttur.’ kanaatine varıldığı, 22.09.2022 tarihli raporda ise ‘hastalığının kalıcı olduğu, mevcut haliyle vasi tayini gerekmediği’ kanaatine varıldığı anlaşılmaktadır. […] Alınan iki rapor arasında hastalığın tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği yönünde çelişki mevcuttur. Bu nedenle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” […] “Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA […] oy birliğiyle karar verildi.”
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/5968
Karar No.: 2024/4469
Karar tarihi: 10.06.2024
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/829 E., 2023/837 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/890 E., 2023/158 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vasisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; daha önce açılan boşanma davasında erkeğin kısmen düzelen şizofreni rahatsızlığının bulunduğu ve kısıtlanmasını gerektirir akıl hastalığının mevcut olduğu gerekçesiyle kısıtlandığını ve vasi tayini yapıldığını, daha önce açılan boşanma davası sırasında ortaya çıkan bu durumun daha önce bilinmemesi nedeniyle önceki boşanma davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açıldığını, davanın reddedilerek kesinleştiğini, erkeğin akıl hastası olması sebebiyle işbu davanın açıldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 165 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
Davalı erkek vasisi vekili cevap dilekçesinde;erkeğin akıl hastalığının tedaviyle düzelen olarak nitelendirilmesinin evlilik birlikteliğinin çekilmez hale geldiğini kanıtlayıcı netilikte olmadığını, önceki boşanma davasında alınan raporun eski tarihli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca daha önce açılan boşanma davalarına ait dosya içeriğinde bulunan Kayseri Şehir Hastanesi’nin 24.01.2020 tarihli raporunda davacı erkeğin tedaviyle kısmen düzelen şizofreni rahatsızlığının bulunduğu ve şahsın kısıtlanmasını gerektirir akıl hastalığının mevcut olduğunun belirtildiğinin anlaşıldığı, ayrıca Kayseri 5. Aile Mahkemesi’nin 2019/427 Esas sayılı dosyasında 03.04.2020 tarihinde erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 405 inci maddesi gereği kısıtlanarak kendisine …’ın vasi olarak atanmasına karar verildiği, kararın 01.07.2020 tarihinde kesinleştirildiğinin anlaşıldığı, eldeki dosyada alınan erkeğin hastaneye sevki sağlanarak herhangi bir akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya psikolojik rahatsızlığının bulunup bulunmadığının, varsa başlangıç tarihinin, iyileşme olanağının olup olmadığının, 24.07.2004 tarihinde hastalığın olup olmadığı, vasi tayini gerekip gerekmediği evliliği diğer eş açısından çekilmez hale getirip getirmeyeceği hususlarında rapor aldırılmasına dair ara karar verildiği, bu hususta alınan raporda “Şahsın yapılan psikiyatrik muayenesi, kendisinden ve yakınından (kardeşi) alınan anamnez bilgileri, tibbi kayıtlarının incelenmesi ve yapılan sosyal inceleme sonucunda; “Şizofreni” denilen akıl hastalığının olduğu, ulaşılabilen tıbbi kayıtlarına göre ilk kez 2007 yılında tanı konularak tedavi başlandığı, hastalığının ataklar halinde seyredebileceği, bu ataklar döneminde evliliği diğer eş açısından çekilmez hale getirebileceği, hastalığının kalıcı olduğu mevcut haliyle kendisine Vasi tayini gerekmediği tıbbi kanaatine varılmıştır.” denildiği, bu sebeple alınan raporlar, taraf ve tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde; kadının erkeğin rahatsızlığı sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispatlayamadığı, raporlarda da bu hususta net bir tespitin yapılmadığı, erkeğe vasi tayinin gerekmediği şeklinde rapor düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine, ara karar ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının çalışıyor olması nedeniyle tedbir nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; alınan raporun dikkate alınmadığını, erkeğin 2007 yılından beri tedavi gördüğünü ancak düzelmediğini, tarafların yıllardır ayrı yaşadığını, davanın ve fer’î taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek davanın ve fer’î taleplerin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarında İlk Derece Mahkemesince erkeğin akıl hastası olması nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, kadının ise evi terk etme nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verildiği, kadının istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemeyle erkeğin davasının terke dayalı olmaması nedeniyle kadına da kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, bunun üzerine kadının eldeki davayı açtığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusuru bulunmamakta olup kusursuz eş aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, kadına yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı, erkeğin mal varlığının ve gelirinin kadının gelirinden yüksek olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, bu nedenle lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın tamamının kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vasisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; akıl hastalığı sebebiyle ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin ispatının, boşanma davasını açan eşe ait olduğunu, kadının bunu ispatlayamadığını, kadının 2020 tarihli raporu dayanarak davayı açtığını, bu dosyada alınan raporda ise hastalığın düzelebilir olduğunun belirtildiğini, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, akıl hastalığı sebebine dayalı davanın kabulü ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 165 inci maddesi,169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,
- Değerlendirme
Davalı erkeğin, akıl hastalığının mevcut olup olmadığını tespit için devlet hastanesinden alınan dosya içinde mevcut iki rapordan biri olan 24.01.2020 tarihli raporda “şizofreni, tedaviyle kısmen düzelen, kısıtlanmasını gerektirir akıl hastalığı mevcuttur.” kanaatine varıldığı, 22.09.2022 tarihli raporda ise “şizofreni denilen akıl hastalığının olduğu, ulaşılabilen tıbbi kayıtlarına göre ilk kez 2007 yılında tanı konularak tedaviye başlandığı, hastalığının ataklar halinde seyredebileceği, bu ataklar döneminde evliliği diğer eş açısından çekilmez hale getirebileceği, hastalığının kalıcı olduğu, mevcut haliyle kendisine vasi tayini gerekmediği” kanaatine varıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Alınan iki rapor arasında hastalığın tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği yönünde çelişki mevcuttur, Bu nedenle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.