Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Uzatılması – Objektif Şart

22.03.2023

Yargıtay Kararı - İş Hukuku

YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ


Esas: 2011/6833
Karar: 2012/12210
Tarih: 04.06.2012

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ü. Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, ve buna bağlı kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının 26.03.2007 tarihinden itibaren belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, 01.04.2009 tarihinde sona eren sözleşmenin 31.10.2010 tarihine kadar uzatıldığını, 2010 yılında onbeş personelin iş sözleşmesine ikale sözleşmesi yapılarak son verildiğini, davacıya iyi niyet gösterilerek ikale sözleşmesi imzalatılmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı adı altında 14.084,86 TL ödendiğini, belirli süreli sözleşmeyle çalışan davacının işe iade isteminin kanuni dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı kabul edilerek işverence feshin haklı ve geçerli sebebe dayandığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istek kabul edilmiştir.

Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması gerekir.

4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir sebep olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı sebebe dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.

Somut olayda; taraflar arasında ilk olarak davacının İkitelli Oyakkent projesinde idari işler amiri olarak çalıştırılması amacıyla 26.03.2007-01.04.2009 tarihleri arasını kapsar belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığı, sözleşmede bahsi geçen projenin zamanında bitirilememesi üzerine bu kez 01.04.2009-31.10.2010 tarihlerini kapsar şekilde, ilk sözleşmeye ek olarak ve yine anılan projenin bitirilmesi süresine göre ek belirli süreli iş sözleşmesi bağıtlandığı görülmektedir. Gerek ilk sözleşme ve gerekse ilk sözleşmede öngörülen sürenin uzatılmasına ilişkin ek sözleşmenin İkitelli Oyakkent projesine ilişkin olarak düzenlendiği açıktır. Belli bir sürede bitirilecek işler, bu işlerde çalışanlarla iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılmasına olanak veren objektif şartı oluşturur. Başka bir anlatımla; işçinin sadece işverenin bir projesinde çalıştırılması kaydıyla işe alınması durumunda projeye bağlı olarak iş sözleşmesinin de belirli süreli yapılması mümkündür. Taraflar arasındaki iş sözleşmesi belirli bir işin tamamlanması amacıyla yapılmış olduğundan sözleşmenin belirli süreli olması için 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde öngörülen objektif şart gerçekleşmiş ve projenin zamanında bitirilememesi üzerine ek iş sözleşmesinin de belirli süreli olarak yapılmasının esaslı sebebini oluşturmuştur. Açıklanan sebeplerle iş sözleşmesinin belirli süreli sözleşme olduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile davacının iş güvencesinden yararlandırılması suretiyle yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-Davanın REDDİNE,

3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 808,55 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 04.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Avukata Sor WhatsApp İletişim